ABD Dışişleri Bakanlığı'nın eski Başkan Richard Nixon dönemine ait arşivden gizliliği kaldırılan 1969-1972 yıllarına ilişkin bir dizi belgede, o dönem Türkiye'de yaşanan önemli olaylarla ilgili bilgiler de var.
Bu belgeler, o dönem Türkiye'de yapılan devalüasyonu ve 12 Mart'ta hükümete verilen askeri muhtırayı ABD yönetiminin önceden bildiğini ortaya koydu.
ABD'nin Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz ülkeleriyle ilişkilerini kapsayan arşivlerin Türkiye bölümünde, ağırlıkla dönemin Başkanı Nixon, Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger, Dışişleri Bakanı William Rogers gibi üst düzey Amerikalı yetkililerin kendi aralarındaki yazışmaları ve görüşmelerine ait notlar, çeşitli istihbarat ve değerlendirme raporları ve dönemin Türk liderleriyle yapılan toplantıların özetleri var. Açıklanan bazı belgelerin bazen satır, cümle ve paragraflar halinde "sansürlenmesine devam edildiği" görülüyor.
Askerlerin yönetime el koymaya hazırlandığını ABD'nin önceden bildiğini ortaya koyan belgelerde 1961 Anayasası, Türkiye'deki ABD karşıtlığının önemli bir nedeni olarak gösterilirken Başkan Nixon'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger'in gönderdiği bir notta 8 Ağustos 1971'de Türkiye'nin lirayı devalüe edeceği belirtiliyor.
Henry Kissinger, "IMF bizim de desteğimizle bu adımın uzun süredir atılması gerektiğini söylüyordu" dedikten sonra Süleyman Demirel Hükümeti'nin desteklenmesi için Türkiye'ye 25 milyon dolarlık ekonomik yardım yapılması gereğine işaret ediyor.
KAÇIRILAN ASKERLER ABD Dışişleri'nin arşivindeki belgelerde 4 Mart 1971'de kaçırılan ABD'li askerlerin durumuna da değiniliyor. Belgelere göre ABD, ailelerin baskısı nedeniyle askerlerin serbest bırakılması için fidye ödemeyi kabul ediyor ve parayı Atina'ya bir uçakla gönderiyor.
Ancak daha sonra fidye ödenmesine gerek kalmıyor. Balgat'taki ABD üssünden kaçırılan askerler 8 Mart'ta sağ olarak yetkililere teslim ediliyor.
Arşivlerdeki en önemli belgelerden biri olan 10 Mart 1971 tarihli mektup, aynı gün gerçekleşen Genelkurmay Karargahı'ndaki 8 saatlik toplantıyı ele alıyor.
12 MART MUHTIRASI Komuta kademesi bu toplantıda Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ndeki olayları ve ABD'li askerlerin kaçırılmasını tartıştıktan sonra hükümete muhtıra verme kararı alıyor. Korgeneral Hayati Savaşçı'nın toplantıda 2 öneri gündeme getirdiği belirtilen belgelerde şu bilgilere yer veriliyor:
"Savaşçı'ya göre ya genç subayların yönetime el koymasına izin verilecek ya da Genelkurmay Başkanı Org. Memduh Tağmaç'ın devreye girmesiyle Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel'e muhtıra verilecekti. Bu noktadan sonra askerin yönetime müdahale etmemesi mümkün değildi."
Arşivlerde bütün detaylarıyla yazılan bu toplantının ABD'ye haber mi verildiği yoksa içeriden mi dinlendiği konusu, belgelerde üzeri çizilerek sansürlendiği için açıklığa kavuşmuyor.
SUNAY VE DEMİREL 1969'DA DARBEYLE TEHDİT EDİLMİŞ
Belgelerde, "Ordu'nun, Mayıs 1969'da eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın siyasi haklarının iadesini öngören bir anayasa değişikliğinin Senato'da kabulü durumunda yönetime el koymayı planladığı" da ileri sürüldü.
Arşivlerde yer alan 19 Mayıs 1969 tarihli "istihbarat telgrafı"nda, "Genelkurmay Başkanlığı'nın 16 Mayıs'ta yaptığı toplantıda, Bayar ve diğer yasaklı politikacıların siyasi haklarının geri verilmesini öngören anayasa değişikliğinin 20 Mayıs için planlanan oturumda Senato tarafından kabulü durumunda, ülke yönetimine el koymayı kararlaştırdığı ve bu durumun, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel'e iletildiği" kaydedildi.
ORDU HAREKETE GEÇECEK Bu belgede, "dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç'ın imzasıyla, bütün ordu, kolordu ve tümen komutanlarıyla üst düzey Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlıklarına bu konuda talimat gönderildiği" ileri sürülüyor.
Belgede, "müdahalenin 20 Mayısı 21 Mayısa bağlayan gece olmasının planlandığı ve bunun muhtemelen bir haber bülteniyle radyodan halka duyurulacağı" belirtiliyor.
"Bazı üst düzey CHP yetkililerinin, partinin Senato oturumunda ret oyu kullanacağı ve böylelikle gereken üçte ikilik çoğunluğun sağlanamayacağı yönünde Ordu'ya güvence verdiği" ifade edilerek, "Ordu, bu tasarının Senato'da fiilen öleceğine ve kendilerinin harekete geçmesine gerek kalmayacağına inanıyor. Ancak her şeye rağmen bu anayasa değişikliği şans eseri kabul edilirse Ordu, bütün uyarı ve hazırlıklarının blöf olmadığını göstererek harekete geçecek" deniliyor.
Belgenin yorum bölümünde, "müdahale olursa muhtemelen sadece parlamentonun feshedileceği, Sunay'ın Cumhurbaşkanlığı'nda kalacağı ve seçimlere kadar Demirel hükümetinin geçici olarak görevi sürdüreceği" tahminleri yer alıyor.
Kategori : GÜNCEL